31 Mayıs 2013 Cuma

Ne durumdayız....

Çok uzun zaman oldu yazmayalı.Bu arada ZA asırlar atladı bambaşka bir çocuğa dönüştü.Üçlü tedavi ve özel eğitim ile sıkıntılarımızın çok büyük kısımlarını aştık.Şu an ZA karşıdan bakıldığında asla otistik denilemeyecek bir çocuk.Hiperaktif ve dikkat dağınıklığı olan bir çocuk olduğu sanılıyor çevremizde.Geçen yıl ile detaylı bir karşılaştırma yapacağım aşağıda.Umarım sizinde çocuklarınıza yardımcı olabileceğiniz küçücük de olsa bir ipucu bulursunuz deneyimlerimizden.

2011 nisan

 -Göz teması sıfıra yakın, olduğu zamanlarda da sadece anlık
 -Uyku olayımız her gün ayrı bir kabus saatlerce ağlama faslından gece 3 gibi yorgun düşüp maaile sızmakla sonuçlanıyordu ya da es kaza sorunsuz uyursa gece 3-4 gibi uyanıp saatlerce oynama.
 -Hiç bir şekilde bizi anlamıyordu parka ya da çarşıya gideceğimiz zamanlar bir türlü anlatamıyordum durumu ayakkabılarını dahi göstersem dışarıya çıkacağımızı anlamıyor eve döndüğümüz zamanda içeri girmemiz gerektiğiniz anlamıyordu.Her iki durumda çılgınca ağlama ile sonuçlanıyordu.
-Gülerken dahi tek bir ses çıkarmıyor.

 2012 ocak

- Halen Anne ve baba dahil çevresindeki hiçbir şeyin farkında değil
-bildiği ve kullandığı tek kelime du(süt.)
-Göz teması var.
-uyku düzene girdi.
-yeme işi daha iyi durumda
-ağlama ve öfke nöbetlerimiz var

2012 ağustos

-anne baba demeye başladı(çok şükür)ama komşu kadınlara da anne diyor.Kapıya gelen kargoculara bile baba diyor.
-Yabancılara gitmeye başladı ama bu seferde herkese gidiyor
-arkadaşlarıyla beraber oyun kurmasa da yanında olmalarına memnun oluyor
-uyku işi süper gidiyor uykusu geldiğinde ışıkları kapatıp bizi yatak odasına götürüyor
-3 renk biliyor
-şekilleri tanıyor
-10 a kadar sayıyor
-Çok nadir de olsa komut alıyor işaretler le anlatmasak dahi basit komutları anlayıp yerine getiriyor
 -ağlama ve öfke nöbetlerimiz yok daha kolay ikna oluyor ve sakinleşiyor.

2013 mayıs

-Çevresindeki tüm arkadaşlarının isimlerini biliyor.
-Annecim ve babacığım diye hitap ediyor
-teyze,amca, abi ,abla hepsini yerli yerinde kullanıyor
-her derdini anlatıyor yemek istiyor hemde isimleriyle ne yemek istediğini söylüyor
-bu kimin denildiğinde batuşun, egenin ,annenin,benim gibi cevaplar veriyor
-20 ye kadar türkçe 10 a kadar ingilizce? sayıyor
-tüm şekilleri biliyor
-kırmızı,mavi,yeşil,sarı,siyah,beyaz,pembe,mor,turuncu renklerini biliyor
-meslekleri tanıyor -araçları tanıyor -tüm komutları yerine getiriyor
-çizgi film karakterlerini tanıyor
-şunu yapmak istiyorsan bunu yapmalısın gibi yaptırımları anlıyor ve uyguluyor.
-Kaç kelime bildiğini artık sayamıyorum.

 Aklıma geldiği kadarı ile bu kadar karşılaştıra bileceklerim. Hangi durum için neyin fayda ettiğini ise aşagıda. 

-B12 vitamini:Göz teması,Uyku düzeni,konuşmanın gelişmesi,tekrar kelimelerin yok olması,kendi etrafında dönme,ellerini amaçsız çırpma,kafasını karyolasına ritmik olarak vurmanın yok olması.

GABA(gama aminobütirik asit):Öfke nöbetleri

L-tirozin:Yeme alışkanlıkları,stres magnezyum sitrat:Anlama,algılama

B-6:Anlama,algılama,

Balık yağı:Zihin netliği ve öğrenme

Epilepsi ilacı:Nöbetlerin kontrol altına alınması buna bağlı olarak öğrenmenin artması ve öğrendiklerini unutmaması

Syndion antioxidan multivitamin:Maalesef artık üretilmiyor sanıyorum ama berrak bir zihin ve öğrenme

Risperdal:Hiperaktivite ve dikkat noksanlığını bir nebze de olsa kontrol altına alıyor ama yeterli değil.

Özel eğitim.Duyu bütünleme sayesinde çevresinin ve kendisinin farkına vardı algıları düzeldi dolayısı ile öğrenebilir ve eğitilebilir bir hale geldi.

Kreş:Paylaşma oyun kurma, düzene uyma.

Şu an en büyük sıkıntımız dikkat dağınıklığı.Hasta ve enerjisi az olduğu zamanlar dikkatini mecburen topladığı için öğrenme konusunda bir sıçrama yaşıyoruz.Bunun ile ilgili halen araştırıyorum bir şeyler bulup denersem paylaşacağım ileride Bu çok yönlü ve meşakkatli bir süreç.Ama bu ayaklardan birini bile atlamak süreci etkiliyor.Keşke Türkiye'de devlet daha yoğun bir eğitim imkanı sağlasaydı. Sizlerde durumlar nasıl.Kuzucuklarınız nasıl?ilerlemelerinizi duymayı çok isterim. -

18 Ocak 2012 Çarşamba

B12 vitamininin ve L-Tirozinin önemi...

Çocuk doktorumuzun yaptığı tahlillerde B12 değerleri yüksek çıktığı için Ahmet Aydın beye sormadan çocuk doktorumuzun yönlendirmesi ile vitamini kesmiştik.Çok kısa bir süre sonra ZA yine kopuk,cevap vermeyen, göz teması kurmayan,uyku sorunu yaşayan bir çocuk haline geldi.Ahmet Bey' e mail ile durumu sorduğumda B12 değerlerinin yüksek olmasının sorun yaratmayacağını öğrendik ve tekrar başladık biraz biraz toparlıyoruz. Bu arada L-tirozin adında ki amino asit değeri düşük çıktığı için takviyesini vermişti doktorumuz ZA da müthiş değişimler başladı.En önemlisi karınca kadar yiyip doyan çocuk şimdi normal bir insan gibi yemeye başladı.Yeme problemimiz sanırım bu amino asit eksikliğine bağlıymış.Bu amino asitin diğer işlevlerini ve önemini bu linkte bulabilirsiniz http://www.beslenmedestegi.com/amino-asitler/tirozin-nedir

Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor!

Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor! Yarışmaya katılarak Canon 600D , Manfrotto tripod ve Kata sırt çantası kazanma şansı yakalayın! http://blog.fotografium.com/fotografium-canon-600d-hediye-ediyor/ sayfasını ziyaret ederek yarışma hakkında diğer bilgilere ulaşabilirsiniz.

18 Aralık 2011 Pazar

Güzel şeyler de oluyor...

ZA eğitime başlayalı bir kaç ay oldu ve değişime inanamıyoruz.Her ne kadar değişim epilepsi ilacımıza tekrar başladığımızda kendini hissettirse de eğitimin faydasını göz ardı edemeyiz.Detaylı bir post hazırlayacağım gelişimi ile ve devletin böyle çocukları olan ailelere verdiği destekle alakalı.Ama bu günlerde farklı telaşlarımız da var.Boyumuzdan çok büyük işlere girdik Allah yardımcımız olur inşallah:)

17 Ekim 2011 Pazartesi

Tekrar buradayız....

Uzunca bir süre ara verdim internet günlüğüme.Biraz takip ediliyor olmamanın verdiği boşvermişlik,biraz da denediklerimizi tavsiye etmeden önce sonuçlarını görmek istemem sebebiyle.Bu uzun arada bir aylık bir kreş denememiz,5 aydır mütemadiyen kullanmak zorunda kaldığımız tonlarca antibiyotik,özel eğitim ve rehabilitasyon için aldığımız bir heyet raporu ve kısa bir süredir gittimiz eğitimlerimiz var.

Öncelikle kreşten başlamalıyım çok kısa bir süre için gittiğinden dolayı ZA; bize kattığı şeyler diyetinde olmayan her şeye alışmış olması ve daha önce yedirdiklerimizin hiçbirini yemiyor olması.Yemek saatlerimiz işkence ve sinir harbine dönüştü.İkincisi ise ne tür bir mikrop kaptı ise sürekli bademcikleri şiş halde geziyor olması.Ama kreş işini tekrar deneyeceğiz ve getirilerine katlanacağız çünkü ZA için en mühim şey sosyalleşebilmesi şu anda.

Heyet raporunu ise bulunduğumuz ilde ki devlet hastanesinden aldık.Hastanenin belirlediği heyet günü orada bulunuyorsunuz ve size kurul için verilen formda ki tüm doktorları öğlene kadar görüp formunuzu imzalatıyorsunuz.Öğleden sonrada ise raporunuzu ne zaman alacağınızı öğreniyorsunuz.Gözünüz de büyümesin tüm işler tıkır tıkır ilerliyor.Daha sonra bu heyet raporu ile bulunduğunuz yerde ki Rehberlik Araştırma merkezine gitmeniz gerekiyor.Orada çocuğunuza bir takım tarama testleri yapılıyor ve verilecek eğitimin neler içermesi gerektiğine dair size yeni bir rapor veriliyor.RAM dan aldığınız rapor ile eğitim kurumuna gidip kaydınızı yaptırıyorsunuz.Burada tek dikkat etmeniz gereken konu çocuk iki yaşın altında ise üniversite hastanelerinden rapor alabiliyorsunuz.Biz ZA nın iki yaşını doldurmasını bekledik.

Bizim eğitimimiz ayda 12 saat olarak belirlendi.Hafta da 2 saat grup 2 saat de bireysel eğitim alıyoruz.Henüz eğitime yeni başladığımız için bir süre gözlemledikten sonra bu konu için ayrı post yazacağım detaylı olarak.

Bu arada güzel şeyler olmuyor da değil hayatımızda.Bizim kendi dünyasında yaşayan kuzumuz artık bizim gözlerimizin içine bakıyor ,oyunlar yaratıyor bizimle oynayacağı,sarılıyor öpüyor tepemize çıkıyor.Bu yolun başında iken Allahım ne olur farkıma varsa oğlum diyordum.Ne olur 1 dakikacık koynumda yatsa.Şimdi sarılıp analı kuzulu uyuyoruz oğluşumla çok şükür:)

İzlediğimiz yolu detaylı olarak anlatacağım belki size bir fikir olur diye.

Şimdilik hepinize iyi geceler.
Söz artık arayı çok fazla açmayacağım:)

25 Şubat 2011 Cuma

Karnıbahar Çorbası...

Karnıbaharın anti-fungal etkisi sebebiyle bağırsak mantarlarının tedavisi esnasında çocuğunuzun diyetine mutlaka almanız gereken bir tarif bu.Ayrıca ailece yenebilecek kadar da lezzetli.

Malzemeler:

1 orta boy haşlanmış karnıbahar
1 orta boy soğan
2 kaşık köy tereyağı
1 kaşık glutensiz un
2 diş sarımsak
3 cup su
tuz

tereyağında soğanları kahverengileşip karamelize olana kadar çevirin.Sarımsakları ilave edip birkaç kez daha çevirip unu ilave edin.Un kokusu gidene kadar kavurun.Suyunu ilave edip kaynamaya başlayınca karnıbaharları ilave edin.Blendırdan geçirip tuzunu ilave edin.

Bu çorbayı karabiber ya da muskat ve krema ilavesi ile tatlandırabilirsiniz.Ben Z.A bu aralar hasta ve iştahsız olduğu için mümkün olduğunca sade yapmaya çalıştım.

Afiyet olsun:)

Elmalı Muzlu kahvaltı maması

Otizm diyeti için tarif bulmakta inanılmaz zorlanıyorum.Glutensiz çölyak tariflerinden faydalanmaya çalışıyorum ama hemen hemen hepsinde şeker var.Biz şeker,un,tahıl,süt kullanamıyoruz.O yüzden artık yavaş yavaş kendi tariflerim oluşmaya başladı tabi hepsi Z.A. 'nın damak zevki doğrultusunda.Sizde zorlanıyorsanız benim gibi tarif bulmakta zorlanıyorsanız fikir alışverişinde bulunursak tariflerimiz çoğalır diye düşünüyorum.Bu arada pekmez hakkında tereddütlerim var ama bizim doktorumuz meyvenin kendi şekeri ile yapılan pekmezin diyette yer alabileceğini söylüyor.

Malzemeler:

1 küçük elma
1 yarım muz
1 haşlanmış köy yumurtası
1 kaşık tahin
2 kaşık pekmez
1 ceviz

ben tüm malzemeleri blendırdan geçiriyorum Z.A büyük taneleri kabul etmediği için siz çocuğunuzun yiyebileceği büyüklükte doğrayabilirsiniz.

Afiyet olsun kuzucuklara:))